Ön Bulgarlar

Emirdağ Ekizceliler Wiki sitesinden
Admin (Mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 10:19, 6 Mayıs 2017 tarihli sürüm (Yeni sayfa: "{{Diğer anlamı|Bulgarlar}} 650 yılında Karadeniz'in kuzeyinde Büyük Bulgar Hanlığı '''Ön Bulgarlar''' veya '''Protobulgarlar''',...")

(fark) ← Önceki hâli | En güncel hâli (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Şuraya atla: kullan, ara

Şablon:Diğer anlamı

Dosya:Hazarlar (tr).png
650 yılında Karadeniz'in kuzeyinde Büyük Bulgar Hanlığı

Ön Bulgarlar veya Protobulgarlar, asıl kitlesini Ogur (Otuz-Ogur, On-Ogur) kitlelerinin oluşturduğu, 7. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyi ile daha sonra İdil Nehri ve Tuna nehri bölgelerinde de yaşamış, Türkçe konuşan,<ref name="Türk-Bulgar Ortak Kültürü">Türk-Bulgar Ortak Kültürü s.561</ref><ref name="Runciman 1930">Runciman 1930</ref><ref name="Siegert 1985: 46">Siegert 1985: 46</ref><ref name="Angelov 1971">Angelov 1971: (bulgarca)</ref><ref name="Petrov 1981">Petrov 1981 (bulgarca)</ref> yarı göçebe Türk kökenli bir halk.<ref>Türk-Bulgar Ortak Kültürü s.560-562</ref><ref>Random House Kernerman Webster's College Dictionary, © 2010 K Dictionaries Ltd. Copyright 2005, 1997, 1991 by Random House thefreedictionary.com: Bulgar</ref><ref>Taşağıl, s.280.281</ref><ref>Cemal Anadol, Türkler: Tarihe Hükmeden Millet, Bilge Karınca Yayınları, 2006.</ref> Bulgarlar; Sabir, Uz, Hazar v.b diğer Türk kökenli halklardan kalıntıları da içlerinde barındırmakla birlikte, bazı Fin-Ugor boylarının da (Çeremiş, Mordva, Zuryaken, Voltyake) Bulgarların içinde yer aldığı bilinmektedir.<ref>Taşağıl s.281</ref><ref>Artamanov,1962</ref> Ayrıca aralarında Sarmat ve Alan kökenli kitlelerin de var olduğu düşünülmekte.<ref>David Marshall Lang, The Bulgarians: from pagan times to the Ottoman conquest estview Press, 1976, s.39</ref><ref>Encyclopaedia Britannica Bulgars "Many scholars posit the origins of the Bulgars as a Turkic tribe of Central Asia (perhaps with Iranian elements) and suggest that they arrived in the European steppe west of the Volga River with the Huns about 370 ce."</ref>

Etimoloji

Bulgar sözcüğünün kökeninin Türkçe olup anlamının genellikle Türkçenin (Eski Türkçe döneminde) bulga- (bugünkü bula- fiili “bulamak, bulaştırmak”) fiilinin -r ekiyle genişlemesiyle oluşturulmuş, "karışık, karışan, karıştırılmış.(bulanık)" olduğu düşünülmektedir.<ref>Karatay, Osman. In search of the lost tribe: the origins and making of the Croatian nation, s.24</ref><ref>Bowersock, Glen W. & al. Late Antiquity: A Guide to the Postclassical World s.354. Harvard University Press, 1999. ISBN 0-674-51173-5.</ref> Bir diğer varsayım ise bel gur, "beş kabile/boy" anlamına geldiği yönündedir.<ref>Karatay, Osman, s.28</ref>

Tarih

Büyük Bulgar Hanlığı

Ön Bulgarlar Karadeniz’in kuzeyinde çoğunluğunu Onogurların oluşturduğu (Kutrigur-Utigurlar); Sabirler, Hazarlar, Uzlar, Suvarlar gibi birçok diğer küçük Türk ve Hun topluluğunun parçalarını da aralarına alarak 633-665 arası Magna Bulgaria (Büyük Bulgarya) da denen Büyük Bulgar Hanlığı'nı kurmuşlardır. Kurucularının adı Kobrat, Kobratos, Kuvratos şekillerinde de geçen "Kurt"tur. Anlamının "birleştiren", "halk ile devleti bir araya getiren" olduğu düşünülmektedir.<ref>Taşağıl, s.280</ref> Kobrat, Doulo sülalesindendi. Yapılan araştırmalar bu hanedanın Mete Han ("Mo-Tu"- MÖ 209-174)'dan beri Hun hükümdarlarını yetiştiren "Tu-kı" ailesi olduğu yönünde olup, Bulgar hükümdarları Asya Hun hükümdarları ile aynı sülaleye bağlanmaktadır.<ref>a.g.e. 281</ref>

560'da Avarlara yenik düşmüşler, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da nüfuslarını büyük ölçüde yitirmişlerdir. Bazıları Avarlara katılıp onlarla birlikte daha da batıya göç etmişlerdir. Ön Bulgarların çoğu Karadeniz’in kuzeyinde kalmışlardır.

Bizans ile aralarında sıkı ilişkiler kurmuşlardır. Kurucularının 665'te ölümünün ardına çıkan, kağanın oğulları arasındaki taht kavgalarını fırsat bilen Hazarlar'ın baskıları sonucu parçalanmışlardır. Kubrat'ın büyük oğlu BatBayan, Onogurların ve Macarların başında, Hazarların hükümdarlığı altına girmiştir. Otuz-Ogurların çoğunluğu Kuzeye göç edip İdil Bulgarları'nı, Asparuh Han'ın emri altında güneybatıya göç eden bölüm ise 681 yılında Tuna Bulgarları'nı oluşturmuşlardır. Asparuh Han'ın devleti, Balkanlar'ın Bizans'a ait olan küçük bir kısmı dışında tüm Balkan yarımadasını içine almıştır.

Dosya:Bulgars.jpg
Bulgarların Bizanslı hıristiyanlara karşı bir katliamını gösteren 11'nci yüzyıldan kalma resim

Ön Bulgarlar, Balkanlar'da uzun süre, mağlup ettikleri dört büyük Slav kavmi ve bazı diğer yerli kavimlerden oluşan halkın hükümdarları olmuş ama devletleri içindeki halkın karşısında aslında azınlıkta oldukları için, zamanla Slav kadınlarla evlenip, Slavca konuşmaya başlamaları ve Slav isimleri kullanmaları ile Slavların arasında erimişlerdir.

Günümüzün tarihçileri "Ön Bulgar" ve "Bulgar" isimlerinin ayrımını 9'ncu yüzyılda Ön Bulgarların (Tuna Bulgarları) Hristiyanlığı kabul etmelerinden sonra başlatırlar. Böylece 865 yılından önceki halka Ön Bulgarlar ve bundan sonrakilere Bulgarlar denilir.

İdil Bulgarları

Ayrıca Bakınız: İdil Bulgarları

Büyük Bulgar Hanlığı'nın yıkılışının ardına İtil-Çolman bölgesine yerleşip devlet kurmuş, çoğunluğunu Otuz-Ogurların oluşturduğu Bulgar grubudur. 7-15. yüzyıllar arasında varlıklarını sürdürmüşlerdir. İtil Bulgarlarının hakkında Bizans kaynaklarında bilgi yoktur. Haklarındaki bilgiler Arap kaynaklarıyla birlikte 9. yüzyıldan itibaren başlamaktadır. Bulgarların 7-9. yüzyıllardaki yaşamlarına ait bilgiler çok azdır. İlk dönemlerinde Göktürklere bağlı oldukları düşünülmektedir.<ref>Taşağıl, s.281</ref> Daha sonra Hazarlar'ın egemenliği altına girmişlerdir.

Tuna Bulgarları

Ayrıca Bakınız: Birinci Bulgar İmparatorluğu

665'te Büyük Bulgar Hanlığının yıkılışının ardına dağılan Bulgarların bir kolu, 668 dolaylarında Asparuh'un liderliğinde balkanlara geçmiş, 680 yıllarında da Birinci Bulgar İmparatorluğu'nu kurmuşlardır. Tuna Bulgarları kısa sürede güçlenmiş, Bizans direnişe rağmen 681 yıllında, Besarabya ve Dobruca dışında, bütün Kuzey Bulgaristanı, doğuda Karadenizi, güneyde Balkan geçitlerini ve batıda İsker Irmağına kadar olan bölgeyi egemenliği altına almışlardır.

Dil ve yazı

Dosya:Bolgar gravestone.JPG
Süslü Bulgar Runları ile yazılı bir mezar taşı

Akademik çevrelerin çoğu tarafından Bulgarların konuştuğu dil, Hazarca ve Çuvaşça (Birçok kaynağa göre Hunca da dahil) ile birlikte Türkçenin Ogur koluna ait bir dil olarak kabul edilir.<ref name="Türk-Bulgar Ortak Kültürü"/><ref name="Runciman 1930"/><ref name="Siegert 1985: 46"/><ref name="Angelov 1971"/><ref name="Petrov 1981"/> Bu görüş çeşitli bulgularla da desteklenmiştir. Ön Bulgarlardan kalan yaklaşık 100 civarında yazılı taş bulunmuştur. Bunların birçoğu Orhun alfabesi ile yakın benzerlik gösteren runik yazıyla yazılmıştır.(Grek ve Kiril alfabesi ile yazılan yazıtlar da vardır.) Bu yazıtlar ilk kez S. Baichorov tarafından incelenmiştir ve dillerinde birçok Türkçe sözcük saptanmıştır.<ref>Baichorov S.Ya., Ancient Turkic runic monuments of the Europe, Stavropol, 1989 (In Russian)</ref> F. Altheim, Oğur Bulgarlarının Grek ve Latin yazısından tamamen farklı, bir çeşit runik yazı türü kullandıklarını, bu Tuna Bulgar yazısının, Batı Hunlarının yazı şeklinin devamı niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Buna göre dillerinde sıkça rastlanan "Tarkan", "Batur", "Han" gibi ünvanlar, Han isimleri ve diğer birçok Türk dilindeki karşılığı "Tengri" olan "Tangra" gibi sözcükler de bu görüşü desteklemiştir. Ayrıca o döneme ait Prokopius, Agathias ve Menander Protektor gibi Bizanslı tarihçiler de Bulgarları Hun olarak tanımlamıştır.<ref>Maenchen-Helfen Chapter IX. Language</ref> Bizanslı Patrik, 2. Michael Bulgarları İskit veya Sarmat olarak tanımlamışsa da, bunun klasik bir Bizans geleneği olan halkları bölgesel olarak adlandırmaktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Modern bilim adamları tarafından Bulgarların kökenini açıklamakta kesinlik içermediği için bu bilgi kabul görmez.

Buna rağmen bazı Bulgar akademisyenler, bir takım bulgulara dayanarak Bulgarların konuştuğu dilin İran dillerine ait olduğu hipotezini ortaya atmıştır.(özellikle 1990'larda bu tez bazı akademik çevrelerde ünlenmiştir.)<ref>Добрев, Петър, 1995. "Езикът на Аспаруховите и Куберовите българи" 1995</ref><ref>Бакалов, Георги. Малко известни факти от историята на древните българи Част 1 част 2</ref><ref>Димитров, Божидар, 2005. 12 мита в българската история</ref><ref>Милчева, Христина. Българите са с древно-ирански произход. Научна конференция "Средновековна Рус, Волжка България и северното Черноморие в контекста на руските източни връзки", Казан, Русия, 15.10.2007</ref> Bugün bu iddiayı destekleyenlerin çoğu, bunun nedeninin aslında Bulgarlar arasında bulunmuş olması gereken İrani unsurların dillerinin, Türk dilleri üzerindeki etkisinden kaynakladığı gibi "ortada" bir duruş sergilerken,<ref>The Origins Of The Bulgars "The above analysis does not allow for a conclusive answer of the posed problem of the origins of the Bulgars. Most of the discussed characteristics can be found in nomadic peoples of both Iranian and Turkic speaking origin. The Bulgars are thus likely to have been a mixed, multi-lingual people, as suggested by the 3rd theory mentioned in the Introduction. Whether the ruling clan has been Turkic speaking while a considerable part of the population Iranian speaking, or vice versa, cannot be verified at present."</ref><ref>Бешевлиев, Веселин. Ирански елементи у първобългарите. Античное Общество, Труды Конференции по изучению проблем античности, стр. 237-247, Издательство "Наука", Москва 1967, АН СССР, Отделение Истории.</ref><ref>Rüdiger Schmitt (Saarbrücken). IRANICA PROTOBULGARICA: Asparuch und Konsorten im Lichte der Iranischen Onomastik. Academie Bulgare des Sciences, Linguistique Balkanique, XXVIII (1985), l, 13-38</ref><ref>Rasho Rashev. On the origin of the Proto-Bulgarians, p. 23-33 in: Studia protobulgarica et mediaevalia europensia. In honour of Prof. V. Beshevliev, Veliko Tarnovo, 1992.</ref> diğer bazı Bulgar akademisyenler bu görüşe karşı çıkmaktadırlar.<ref>Йорданов, Стефан. Славяни, тюрки и индо-иранци в ранното средновековие: езикови проблеми на българския етногенезис. В: Българистични проучвания. 8. Актуални проблеми на българистиката и славистиката. Седма международна научна сесия. Велико Търново, 22-23 август 2001 г. Велико Търново, 2002, 275-295.</ref><ref>Надпис № 21 от българското златно съкровище “Наги Сент-Миклош”, студия от проф. д-р Иван Калчев Добрев от Сборник с материали от Научна конференция на ВА “Г. С. Раковски”. София, 2005 г.</ref>

İnançları

Ön Bulgarların dini Tengricilik idi ve "Tangra" Bulgarların en büyük tanrılarına verdiği addı. Tangra, eski Türk tanrısı Tengrinin Ön bulgarlardaki adıdır. Neredeyse bulunan her yazılı taşta adı geçmektedir.<ref>University of Saskatchewan, Andrei Vinogradov, Din bilimi ve Antropoloji bölümü, Kasim 2003 Sayfa 78</ref> Bulgarlardan kalan yazıtlardaki Tangra/Tengri runik harflerle (10px10px10px10px) şeklinde yazılmıştır.<ref>Beshevliev 1979 Photograph and transcription of the "Tangra" inscription near Madara Şablon:Bg icon</ref>

Bulgarlar da diğer Türk topluluklarında olduğu gibi doğa güçlerinin kutsallığına, ataların ruhlarına saygı gerektiğine ve Gök Tanrı'ya(Tangra/Tengri) inanmışlardır.<ref>İbrahim Kafesoğlu; Eski Türk Dini, Boğaziçi Yayınları, Ankara, 1980, s.46.</ref><ref>Bojidar Dimitrov, Bulgaria Illustrated History, Şubat `94</ref> Onlara göre Tanrı ebedîdir. Her şeyi görür, bilir ve doğruyu yalanı ayırt ederdi. Can verir, ömür uzatır, kötüleri cezalandırırdı. Tanrı tekti ve kendilerine han gönderirdi. Hanlar, Tanrının kendilerine verdiği "Kut"la yönetirdi.<ref>Tarihte Türk - Bulgar İlişkileri; s.13</ref>

Tengricilikte büyük dağların güçlü ruhları barındırdıklarına inanılır ve bereket duaları bu kutsal sayılan büyük dağlara yöneltilirdi. Ön Bulgarlar, Balkanlar'ın en yüksek dağına "Tangra" adını vermişler ve onu kutsal saymışlardır. Bu 2925 metre yüksekliğindeki dağın adı, Osmanlıların 15'nci yüzyılda Balkanlar'ı ele geçirmelerine kadar değişmemiş, daha sonra Osmanlılar dağa "Maşallah" adını vermişlerdir.

Bu dağın yanında bazı diğer dağları da kutsal saydıkları düşünülür. Örneğin Perpenikon Dağı’nın zirvesinde, Tengriciliğin verimlilik tanrıçası olan Umay'ın resmi rölyef olarak bir dikili taşa kazınmıştır.<ref>"Perpenikon" başlığı altına bakınız</ref>

Ön Bulgarlar semavi objeleri de kutsal saymışlardır; güneşi, ayı ve o zamanlarda tanıdıkları beş gezegeni: Jüpiter, Venüs, Merkür, Merih ve Satürn. Ön Bulgar hanlarının mühürleri "Tangra" anlamına gelen run işaretinin, bu beş gezegenin işaretleri ile çevrili bir simgedir.

Gök tanrısı Tangra’ya kurban etmek için beyaz atları tercih etmişlerdir. Kurban edilen hayvanın iç organları ile şamanlarının geleceği okudukları bilinir.

Daha sonra 865'te Tuna Bulgarları Hristiyanlığa geçmiş, 10. yüzyıl'ın başlarındaysa İdil Bulgarları İslam dinini kabul etmiştir.

Galeri

Kaynak

Şablon:Kaynakça

Okumalar

Dış bağlantılar

Şablon:Commonscat